ÇÖZÜM SORUNUN İÇİNDE

1 Aralık 2015

İçinde bulunarak deneyimlediğimiz evrenin dikkat çekmeyen ama çok önemli bir özelliği var; hiçbir istisnası olmadan her şeyin zıddının da mevcut olması. Algılanan bu gerçekliğe dualite deniyor, Türkçe karşılığı “ikilik” ya da “ikili denge”. Yani insan aklının tanıyabileceği tüm kavramların ancak ikili gruplar halinde tanımlanabileceğini anlatan bir terim gibi düşünülebilir. En kolay anlaşılır şekilde matematikten örnek verirsek her sayının (3, ½, √5 vb.) negatifi de mevcuttur (-3, -½, -√5 vb.) ve ikisinin toplamı sıfırdır. Her ne kadar sonsuza uzansa da aslında tüm sayıların toplamının olduğu gibi. Bu durum renklere, sıfatlara veya kavramlara da uygulanabilir, siyah ile beyaz, güzel ile çirkin, iyi ile kötü, doğru ile yanlış, yaşam ile ölüm misali. Ve hatta biraz daha ileri gidip astrofiziki ya da kuantum mekaniği gibi ileri bilimlere giriş yaptığımızda maddenin karşısında kara madde, enerjiye karşılık kara enerji ya da ışığı bile yutan kara deliklerin bile ispatlanmış teorik varlıklarına rastlamak mümkün...

Tüm bu zıtlıkların kavramsal seviyede toplamlarının sıfır olması gerçeğinden daha dikkat çeken konu, biri olmadan diğerini tanımlamanın mümkün olmamasıdır. Zıtlıklar bir konunun ya da kavramın tam tersini ifade eder gibi gözükseler de aslında daha yakından bakıldığında her biri diğerinin “yaratıcısı”dırlar. Çirkin olmadan güzeli tarif etmenin yolu var mıdır? Ya da ışık olmadan karanlığı? Böyle bakınca işler biraz karışıyor, çünkü biz zıtlıkları düşüncelerle etiketleyerek duygularla eşleştirmeyi tercih ediyoruz çoğunlukla. Oysa güzel kavramını ortaya çıkartan çirkini nasıl olumsuz bir algıyla etiketleyebiliriz ki? Güzel onun sayesinde var olabiliyorken ancak. Hepsinin fonksiyonu diğerini yaratmaktan ibaret, neyini iyi neyin kötü olduğuna dar bir bakış açısı ve kesin yargılarla yaklaşıp öfke, üzüntü ya da korku yaratarak evrene ve dolayısıyla kendimize nasıl bir fayda yaratmayı umabiliriz ki? Dünyayı bu kavramlar, bu çeşitlilik oluşturuyor, dahası zenginleştiriyor. Yapmamız gereken ise basitçe her şeyi olduğu gibi kabul edip kendimizi en derinden yansıtan bilinçli bir deneyim yaşamaktan ibaret yaşamımız boyunca…

İnsanlığın gözden kaçırdığı dualite evrenin en güzel yanı ise yaşadığımız (ya da daha doğru ifadeyle yaşadığımızı sandığımız) her sorunun aslında ancak ve ancak çözümüyle beraber var olabileceği gerçeğidir. Evrenin bir numaralı zıtlıklar kuralı burada da geçerlidir, hiçbir sorun çözümü olmadan var olamaz, hangi sorundan bahsediyor olursak olalım. Çünkü sorun olarak etiketlediğimiz konuyu ortaya çıkartan şey (henüz görülmemiş ya da farkında olunmayan) onun çözümüdür. Çözümü olmasaydı onun ortaya çıkması mümkün olamazdı. Sorunun ön planda gözükme sebebi ise çözümüm kendini gösterme çabasından başka birşey değil aslında...

Hayata böyle yaklaşınca her zaman rahatlık duyuluyor, mükemmel işleyen evrensel siteme güven tazeleniyor. Başlıkta da belirttiğim gibi “Çözüm sorunun içinde” saklı, önemli olan konuya nasıl bakmamız gerektiğinin farkına vararak yeni açılara odaklanmaktan geçiyor. Bu arada başlıktaki “sorunun” kelimesini her iki şekilde de okuyabilirsiniz, isterseniz “sorun” kelimesinin ek almış hali olarak, isterseniz de “soru” kelimesinin. Doğru cevaba ancak doğru soru ile ulaşılabilir, bu da cesaret ister, kabullenme gerektirir, bakış açısını 180 derece değiştirmeye ihtiyaç doğar. Hep akılda tutulması gereken şudur ki, hayatta doğru cevaplardan daha önemli tek bir şey vardır: doğru sorular. Doğru soru sorulduğunda ihtiyaç duyulan cevap engellenemez şekilde bilinç seviyesine taşınacaktır...

Doğru sorularla cesaretle yüzleşmeye hazır mısınız?

Sevgiyle…

Telefon : E-mail : iletisim@oguzakyildiz.com.tr Adres : UMAY Bilim Sanat Yaşam Merkezi
Öncü Sokak, Büyükhanlı Konutları B2 Blok
Kat:7, Daire:20-21 Suadiye
Copyright @ 2015 Oğuz Akyıldız